İletişime Geçin
Mutluluk eğitilebilir mi? Hem de 8 haftada!

Mutluluk eğitilebilir mi? Hem de 8 haftada!

Mutlu, sağlıklı ve başarılı bir yaşam herkesin hakkı

Hepimiz mutlu olmak isteriz ve mutluluğun ne olduğu ve nasıl elde edilebileceği hakkında her gün sayısız fikirle karşılaşırız. Son yıllarda pozitif psikoloji ve nörobilim alanında yapılan araştırmalar mutluluğun, geliştirebilir zihinsel bir beceri olduğuna dair önemli kanıtlar sunuyor.

Mutluluğun kişiden kişiye değişen pek çok anlamı ve literatürde farklı tanımları olsa da benim en sevdiğim Dr. Martin Seligman’dan. Diyor ki; mutlu insanlar, pozitif duyguları daha sıklıkla yaşayan, derin doyurucu ilişkiler kurabilen, anlamlı bir yaşam sürdüğüne inanan, kendisini başarılı hisseden, tutkuyla bağlanabileceği, yaparken zamanı unutabildiği ve keyif alabildiği meşguliyetleri olan kişilerdir. En sevdiğim çünkü, genel bir anlayış var, mutluluk sanki hep eller havaya modunda yaşamak, istediğin her şeye sahip olmakmış gibi. Oysaki hayat bu…. Acı çekmeyen, hayal kırıklığına uğramayan, kızmayan, üzülmeyen, kayıplar yaşamayan insan var mı dünyada? 
Genellikle bir hedefe ulaştığımızda, başarılı olduğumuzda veya arzu ettiğimiz bir şeye sahip olduğumuzda mutlu olacağımızı zannederiz. Oysaki yapılmış binlerce araştırma  aslında mutluluğun , fiziksel ve zihinsel sağlığın yanı sıra sosyal ve iş yaşamında başarının kaynağı olduğunu gösteriyor.  Mutluluk düzeyi yüksek insanlar daha düşük olanlara nazaran  daha istikrarlı evliliklere, daha güçlü bağışıklık sistemlerine, daha yüksek gelire ve yaratıcılığa sahiptir, özetle mutluluk  başarının bir  sonucu değil, onun asıl kaynağı ve nedenidir.
 
MUTLU BEYİN, MUTLU İNSAN PROGRAMI
 
Bu alanda dünyada yapılmış çalışmaların ışığında uzun yıllardır yaptığım gerek bireysel koçluklarda, gerekse eğitimlerime katılan binlerce kişinin yaşamında elde ettiği dönüşüme şahitlik etmek beni bu konuda bilimsel bir çalışma yapmaya yönlendirdi. 2019 yılında nörobilim yüksek lisans tezimi, geliştirdiğim sekiz haftalık “mutlu beyin, mutlu inan” programının insanların gerek mutluluk düzeylerine gerekse temel kişilik özelliklerine etkisi üzerine yaptım. Araştırmada merak ettiğim bir diğer konu ise eğitimle katılımcıların beyin aktivitelerinde nasıl bir değişim olduğu ve eğitim sonunda elde edilen değişimin geçici mi yoksa kalıcı mı olduğuydu. Bugüne kadar dünyada örneği olmayan özgün bir araştırma oldu. Bu çalışmada tez danışmanım sevgili hocam, dostum Prof. Dr. Sinan Canan'ın katkısı elbette çok büyük oldu. Elde ettiğim sonuçlar ise yıllardır verdiğim emeğin en büyük karşılığı ve mutluluğum oldu.
 
Eğitim grubundaki kişilerin mutluluk düzeyi ve benlik saygısı (kedini sevme/kendini yeteli hissetme) düzeyleri eğitim öncesine kıyasla %40‘a yakın yükseldi, beyin dalgaları da öncesine göre daha olumlu zihin yapısına sahip olduklarını gösterdi. En çarpıcı sonuçlardan biri ise, eğitimden 15 ay sonra (Ağustos 2020) yaptığımız ölçümler, arada maruz kaldığımız, bütün dünyayı etkileyen covid-19 pandemi sürecine rağmen eğitim alan kişilerin geliştirdiği bu niteliklerin artmaya devam etmiş olması oldu.
 
Eğitim programını üzerine inşa ettiğim temel nokta aslında bedenimizin fabrika ayarlarına ve beynimizin mutluluk ayarlarına uygun bir yaşam şekli geliştirmek. Her ders fiziksel sağlıktan, zihinsel sağlığa, duygusal dengeden, ruhsal gelişime kadar mutlu, sağlıklı, tatminkar bir hayat sürmek için gerekli olan tüm konuları 360 derece kapsayan derslerin yanı sıra, uzun yıllar içine geliştirdiğim meditasyon uygulamalarından faydalandım. 8 hafta sürecinde, haftada bir ders işlerken diğer yandan katılımcılarım olumlu duyguları (sevgi, bağlılık, huzur, neşe vb) daha sık, olumsuz duyguları (endişe, kaygı, stres, öfke vb.) daha az deneyimlemelerini sağlayacak ödevleri yaptı. Ve sonuç muhteşem oldu.
 
Hem kendinizin, hem herkesin mutlu olduğu bir dünyada yaşamak istemez miydiniz? Eminim herkes ister ancak mesele mutluluğu başkalarının yaratmasını beklemek değil, önce kendimizi dönüştürebilmek, bu da görülüyor ki eğitimle ve kendimize yapacağımz yatırım ve emekle mümkün.  2021 yılında genel katılıma açık yapacağım eğitimlerden haberdar olmak için beni instagramda @gulferiyildirim hesabımdan takip edebilirsiniz.
 
YARATTIĞIMIZ MEDENİYET MUTSUZLUĞUN KAYNAĞI
 
Geçmişten bu güne dünyaya baktığımız, geçmiş nesillere göre daha konforlu, daha zengin ve daha eğitimli olmamıza, hayallerimizin ötesinde teknolojilere sahip olmamıza rağmen daha mutlu değiliz. Modern yaşam adı altında kendimizi sıkıştırdığımız şehirler, daha çok tüketmemizi ve mutluluğun satın almak ve sahip olmakta saklı olduğunu bilinçaltımıza işleyen  “Hadi, hemen, şimdi al… Kaçırma… Sana özel fırsat…” diye her taraftan bağıran reklamlarla sanal bir mutluluk aleminde yaşayan insan, fıtratından uzaklaşmış bir garip tür haline geldi.  Kendi ellerimizle inşa ettiğimiz modern hayat! mutluluğun en büyük düşmanı olduğu gibi türümüzün de sonunu getirebilecek nitelikte. Günümüzün vahşi rekabetçi ve tüketim odaklı yaşam şekline kendimizi kaptırdıkça bizi hakiki insan yapan iş birliği, şefkat, affedicilik, merhamet, yardım severlik gibi temel niteliklerimizden uzaklaştık. Bunları tekrar hatırlamak ve yaşamımıza daha fazla entegre etmek önce kendimizi sonra yaşadığımız dünyayı iyileştirmenin anahtarı.