İletişime Geçin
Belirsizlik ve Kriz Ortamında Dengede Kalmak, Güçlü Çıkmak

Belirsizlik ve Kriz Ortamında Dengede Kalmak, Güçlü Çıkmak

Ansızın hayatlarımızın akışını değiştiren korona virüsü salgını hepimizin pek çok şeyi fark etmesine, özlemesine sebep oldu. Elbet bu günler geçecek önemli olan hem bedenen hem ruhen bu süreci sağlıklı şekilde atlatmak. Bu yazıyla sizlere bu konuda ufak ip uçları vererek destek olabilmeyi ümit ediyorum.

2020 yılının şu ana kadar öne çıkan duygusu hiç şüphesiz “korku” olmalı. Güle oynaya girdiğimiz 2020’nin ilk 2 ayında depremler, terör, mültecilerin yaşadığı sorunlar derken uzun bir süre ülkemizde görünmeyen korona virüsünün sınırlarımıza girmesiyle birlikte zaten genel olarak kaygı düzeyi yüksek olan toplumumuzun ruh hali iyice bozuldu. Konunun gerek bireysel hayatlarımızı gerek iş dünyasını etkileyen ve daha bir süre etkileyeceği görünen pek çok yönü var. Bu dönemi sakinlik, akıl ve sağ duyu ile geçirenler süreci daha kolay atlatacağı gibi bu dönemden güçlenerek çıkacak. Bu yazımın ana konusu da bu. Belirsizliğin ve korkunun hakim olduğu ortamda sağlıklı, huzurlu ve güvende kalabilmek.

Şu anda korkmak doğal ve bir dereceye kadar gerçekçi. İşlerimizle ve hayatımızla ilgili yaptığımız tüm planlar kontrolümüz dışında değişti. Ancak şu bir gerçek; bu dönem geçecek, her şeyin geçtiği gibi. Önemli olan bu dönemi hem kendimiz hem şirketimiz, hem de yaşadığımız dünya için iyi okumak, tüm zorluklarına rağmen sunduğu yeni yaşam düzeni ve teknolojik fırsatları iyi değerlendirmek.

OLUMSUZ DUYGULAR BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ve AKLI BASKILAR

Korku, kaygı ve endişe… Milyarlarca yıllık evrim sürecinde hayatta kalmamız için beynimizin geliştirdiği doğal bir tepkidir. Normal düzeyde yaşanması tehlikelere karşı tedbirli olmayı sağlayan, isteklerine, hedeflerine ulaşmak için seni motive ederek performansını arttıran önemli duygulardır. Ancak aşırı düzeyde ve sıklıkla yaşanması tam tersine yaşam kaliteni ve performansını olumsuz yönde etkiler. Bu duyguları sıklıkla deneyimlemek bedende stres hormonlarının ihtiyaç ötesinde salınımına sebep olur. Hayatımıza yansıyan iki olumsuz sonuç yaratır:

  • Bağışıklık sistemi zayıflar ve hastalıklara daha açık hale geliriz.
  • Beynin stratejik düşünme, doğru karar alma ve mantıklı davranışları yönetmeyle ilişkili bölgesi frontal lob baskılanır.

Aşırı korku ve endişeli insanların korono virüsü açıklanmasıyla birlikte marketlere hücum etmesi, kolonya, dezenfektan ve maskeleri ihtiyacından fazla hatta hastanelerin dahi bulmakta zorlanacağı boyutta stoklanması frontal lobun baskılanmasına en güzel örnektir. Şu dönemde hem sağlığımızı korumak hem de bunun içinden hep birlikte güçlenerek çıkmak için en çok ihtiyacımız olan stresi ve endişeyi yönetmek. Ve güzel haber bu mümkün.

  • TEDBİRİNİZİ ALIN:

İlk adım bu. Medyada aşırı derecede kirli haber var. Sağlık Bakanlığı’nın hijyen ve sosyal izolasyon konusundaki talimatlarına uyun.

  • MEDYA İZOLASYONU

Biliyorum insan merak ediyor, o kanaldan bu kanala gezip ne olmuş, dünya ne durumda bilmek istiyor. Ancak sürekli haberleri takip etmenin, zaten yüksek olan stres seviyenizi daha fazla tetiklemekten başka bir işe yaramadığını fark edin ve kendinizi farkındalıkla bundan uzaklaştırın. Mümkün mertebe güvenilir kaynakları takip edin. Medya akışınızı beden ve ruh sağlığınız için kısıtlayın.

  • BU DÖNEMİ BİREYSEL VE KURUMSAL GELİŞİM FIRSATI OLARAK DEĞERLENDİRİN

Teknoloji sayesinde bireysel olarak, istediğiniz her konuda bilgisayar, tablet veya telefon üzerinden eğitim alabileceğiniz platformlar var. Coursera, EdX, Udemy, Khanacademy gibi. Şirket çalışanlarınızın 21. Yüz yıl yetkinliklerine uygun gelişimlerini sağlamak için bu dönemi  online eğitimlerle değerlendirin.

  • OLUMLU DUYGULARI BESLEYİN

Olumsuz duyguların stres hormonu seviyenizi yükseltip bağışıklık sisteminizi zayıflatır. Bunun tam tersi olumlu duygular sertonin, oksitosin, endorfin gibi iyi hissettiren hormonlarını harekete geçirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Güzel duygular uyandıracak faaliyetler yapın. Mesela açık havada zaman geçirmek, komedi filmi izlemek, iyi hissettiren müzikler dinlemek, beklentisiz iyilik yapmak, birilerine yardım etmek, sahip olduklarınızı hatırlayıp şükretmek gibi.

Sarılmak, öpüşmek en etkilisidir ama bir müddet bundan uzak durmak hepimizin faydasınaJ onun yerine çevrenizdekilere onları mutlu edecek mesajlar atın, mektup yazın, sözleriniz ve davranışlarınızla takdir edin, teşekkür edin. Neşelenmek ve gülmek en güçlü aşıdır unutmayın.

  • MEDİTASYONU HAYATINIZA KATIN

Sayısız  bilimsel çalışmayla stres ve kaygı düzeyini azalttığı, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, yaratıcılığı ve başarıyı arttırmada önemli etkisi olduğu kanıtlanmış bir tür zihin egzersizi olan meditasyonu günde 10 dakika da olsa bir rutin haline getirin. Mutlu İnsan Youtube kanalımdaki meditasyonlardan özelikle de bu dönemde “kaygı ve endişeyi azaltma” meditasyonundan yaralanabilirsiniz. Pek çok farklı meditasyona da gerek youtube’dan gerekse aplikasyonlardan erişebilirsiniz.

Bu dönemi nasıl bir insan olmak ve nasıl bir dünyada yaşamak istediğimizi sorgulamak için bir fırsat olarak görüyorum. Şiddetin bir parçası mı olacaksın, şefkatin mi?, Sorun mu yaratacaksın çözüm mü? Bencil mi olacaksın, iş birliği mi yapacaksın. Her birimizin seçimi hepimizi ilgilendiriyor. Bilim, akıl, sağ duyu ve farkındalıkla yeni bir dünya yaşamı bence geldi.